Kılıçdaroğlu'ndan hükümete ''bylock'' çağrısı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çok tartışılan ByLock kullanıcılarıyla ilgili çağrı yaparak, “ByLock listelerini kamuoyuna açıklasınlar. Açıklamamak suçtur. Savcıların, siyasi ayağı ortaya çıkarmak için daha cesur olmaları lazım” dedi. Anayasa değişikliği konusunda “12 Eylül’den daha despot bir anayasa geliyor. ‘Evet’ oyu kullananlar, kaosa sürüklenen bir tablonun vebalini üstleneceklerdir” diyen Kılıçdaroğlu, Hürriyet’ten Hande Fırat ve Rifat Başaran'a şöyle konuştu:

 

SİYASİ AYAĞI BİLELİM

 

“ByLock listelerini kamuoyuna açıklasınlar. Madem Fetullahçılık suç, bu listeleri niye gizli tutuyorlar, süratle açıklasınlar. Açıklamamak suçtur. Bakın biz bunu istiyoruz, Fetullah’la mücadele ettiğini söyleyen iktidar ByLock kullanıcıları listelerini açıklamıyor. Neden? Kaç milletvekilleri var bunların ByLock’çu; 100 mü, 150 mi, 180 mi? Onun için açıklamıyorlar. Öğretmeni atıyorsun, kaymakamı atıyorsun, işadamının mal varlığına el koyuyorsun...

 

Açıkla da, kim bunlar herkes öğrensin, siyasi ayağını bilelim. Siyasi ayağı niye yok? Bunları devlete kim yerleştirdi, paralel devlet kurmalarına kim izin verdi? Resmi Gazete’de atama listelerine bakın kimin imzası var görürsünüz. Savcıların, Cumhuriyet’in ilkelerine sahip çıkıp, paralel devlet yapılanması konusunda siyasi ayağı ortaya çıkarmak için daha cesur olmaları lazım. Savcılar görevlerini yaptıkları zaman Türkiye’de asıl o zaman Gülen örgütü ile mücadele edilmiş olacak.

 

‘HAYIR’ ÇIKARSA NE OLUR

 

‘Hayır’ çıkarsa Türkiye güzel bir tablo ile karşılaşacak, rahat bir nefes alacak, demokrasi daha da güçlenecek, parlamenter sisteme olan güven daha da artacak, halkın parlamentoya sahip çıktığı algısı giderek güçlenecek. Herkes anayasal sınırlar içine çekilecek. ‘Hayır çıktığına göre fiili durumdan vazgeçin’ demektir ana mesaj. Cumhurbaşkanı yetkileri Anayasa’da var, kimse o yetkilere itiraz etmiyor, Başbakan’ın yetkilerine de kimse itiraz etmiyor. Sorun birisinin diğerinin yetkilerine müdahale etmesi. Düşük profilli başbakandan kastedilen buydu. Cumhurbaşkanı ne derse onun talimatından çıkmıyor. ‘Hayır’ çıkarsa düşük profilin devam etmemesi lazım.

 

KAOSUN VEBALİ ‘EVET’E

 

‘Evet’ çıkarsa bugünkü tablo artarak devam eder. Bunun bir vebali vardır. ‘Evet’ oyu kullananlar, kaosa sürüklenen bir tablonun vebalini üstleneceklerdir. Emin olun çocuklarına, torunlarına hesap dahi veremeyeceklerdir. 12 Eylül’den daha despot bir anayasa geliyor. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmayacak.

 

18 yaşın oy kullanma hakkı var ama bana 18 yaşında kasabın, manavın çocuğu milletvekili olacak diyorlarsa eyvallah. 25 yaşında milletvekili olacaktı. Var mı? Bir kişi. Niye olmadı? Biz 18 yaşa karşı değiliz. 18 yaşında çocuk bugün iş istiyor. 6.5 milyon işsiz var. Bunlara iş buluyor musunuz? Gençlere, ‘evet’ desinler diye tuzak hazırlıyorlar.

 

FELAKETE SÜRÜKLER

 

Çok eşitsiz koşullarda referandum süreci yaşıyoruz. Devletin forsunu, arabasını, uçağını, parasını, televizyonlarını kullanıyorlar. Biz hep kendi imkânlarımızla vatandaşa neden hayır demeleri gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Vatandaşım şunu oturup düşünsün; partizan bir cumhurbaşkanı mı istiyor, tarafsız bir cumhurbaşkanı mı? Partizan cumhurbaşkanının Türkiye’yi felakete sürüklediğini bilsin, tarafsız bir cumhurbaşkanı da devletin sigortasıdır. Buna karar verecek vatandaş.

 

DAHA AĞIRINI BİZ YAPIYORUZ

(Hollanda krizi) Türkiye’de sorgulamayı iktidar üzerinden yapmamız lazım. İktidar kendi çıkardığı yasalara niye uymuyor? Bir bakan sınır dışı ediliyor. Bunu kabul edemeyiz.

Bulgaristan’da Hak ve Özgürlükler Partisi’nin milletvekilleri Türkiye’ye gelmek istiyor buradaki çifte vatandaşlara propaganda için, sınırdan girişine izin vermiyor. Ama Dost Partisi’nden gelenlere kapılarını açıyorlar. Hollanda’ya kızıyoruz, Almanya’ya kızıyoruz, onlardan daha ağırını biz yapıyoruz. Bulgaristan’ın iç siyasetine müdahale ediyorsunuz, Bulgaristan da büyükelçisini çekiyor.

 

Diline hâkim olamayan, devleti iyi yönetemez. Tipik örneği Rusya’dır. Uçağı düşürdüler, kıyameti kopardılar sonra gidip özür dilediler. Bu Türkiye’nin itibarı ile oynamaktır. Hollanda’ya söylemedikleri kalmadı. Almanya’ya söylemedikleri kalmadı. Ne yapıyorlar? İncirlik Üssü’nden çıkarsınlar Alman askerlerini, madem kahramanlık yapıyorlar. Hamasetle devlet yönetilmez.

 

ARTIK ESED DEMİYORLAR

(‘Rakka operasyonu ve Türkiye, Suriye ile masaya oturur mu’ sorusuna yanıt) Artık Esed demiyorlar. Esad diyecekler, masaya oturacaklar, bütün söylediklerini yiyip yutacaklar. Suriye’de süratle barışın sağlanması lazım.

Venedik Komisyonu’nun raporu, oturulup sağduyuyla değerlendirilmek zorunda. Venedik Komisyonu, ‘anayasa değişikliğinin otoriter bir yönetime zemin hazırladığını’ söylüyor. Doğru. Tek adam demiyorlar mı, diyorlar. Eskişehir’de ‘Ey Kılıçdaroğlu başkanlık’ diyor. Ben de ‘başkanlık’ diyordum zaten onlar ‘cumhurbaşkanlığı’ diyordu. Demek ki ben doğruyu söylüyorum, sonunda o da kabul ediyor. Başkanlık dersem oy vermezler diye milleti kandırıyor. ‘Başbakan olmayacak bundan sonra başkan olacak, başkanlığı getiriyoruz’ diyor. Biz de onu söylüyoruz, Venedik Komisyonu da onu söylüyor, ‘Bu yanlış’ diyor. Neden milletvekilliği ile başkan arasında bütün bağları kopartıyorsunuz? Parlamentoyu ayak bağı olarak gördüğü için. Yargıyı da ayak bağı olarak görüyordu ama şimdi kendisi atama yapacağı için görmüyor.”

 

TRT NE ZAMAN ÇIKARACAK BEKLİYORUZ

TRT Genel Müdürü’nden bizi ne zaman çıkartacağını bekliyoruz. TRT Genel Müdürü’ne telefon edildi. Devletin televizyonuna bakanlar çıkıyor, Başbakan çıkıyor, Sayın Cumhurbaşkanı çıkıyor, 15 Temmuz’dan beri bir defa TRT’ye çıktık.

 

Referandum şarkısı çok güzel. Düşündüğümüzden daha güzel tepkiler alıyoruz. Kadınların, gençlerin hoşuna gidiyor. Zaten bir bayram havasında vatandaşın gidip oyunu kullanmasını istiyoruz. ‘Çocuklarına, ben gittim hayır oyuna sahip çıktım’ diyebilmeli. Bu şarkı buna destek veriyor.

 

KAÇ ÇOCUK ANNE BABA KARAR VERİR

Biz hiç kimsenin kimliği, giyimi, kuşamı ve yaşam tarzına müdahalede bulunulmasını doğru bulmayız. (Cumhurbaşkanı’nın Avrupa’daki Türklere beş çocuk çağrısı) Kimin kaç çocuk yapacağına anne ve baba karar verir. Kimin nasıl giyineceğine, kişi kendisi karar verir.

 

A.Ö