Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Fırat'ın doğusuna operasyon mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Fırat'ın doğusuna operasyona birkaç gün içinde başlayacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türk Savunma Sanayii Zirvesi'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Fırat'ın doğusuyla ilgili önemli mesajlar verdi.
“Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz”
Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyi bizim güneyimiz. Terör koridorunu orada inşa etmenin gayreti içindeler. Biz ‘bunlar teröristtir’ diyoruz. Başta ABD ‘bizim stratejik ortaklarımız terörist değildir’ diyor. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Her şeyimizle güçlü bir orduya sahibiz. Ne zaman Suriye’de sahaya indik, gidişat o zaman değişti. Ama çok oyalandık.” dedi.
Münbiç’te hala netice alınamadığını belirten Erdoğan, “Şimdi açıklama yaptı Sayın Başkan, diyor ki '30 günde bunların tamamını temizleyeceğiz.' Göreceğiz. Temenni ederiz ki temizlesinler. Münbiç'te inkarı mümkün olmayan bir oyalama taktiği uygulanmıştır. Şu anda hala uygulanıyor.” diye konuştu.
Erdoğan şunları söyledi:
“Amerikalılar yüzümüze karşı olumlu konuşmalarına rağmen DEAŞ'a karşı bölücü terör örgütünün unsurlarını sahaya sürmeyi tercih etti. Son olarak 30 bin teröristi bölgede eğitme adımlarını atmaya başladılar. Diyorlar ki 'Yok böyle bir şey.' Tüm dünya medyası bunu tespit etmiştir. Hepsinin elinde bu bilgiler var. Bu doğru mu? Ne yaptığınızın farkında mısınız?
Bölücü terör örgütü ile olan ilişkilerini her geçen gün daha da ileriye taşıdılar hatta birlikte bayrak, tabii onların paçavralarını, sallıyorlar. Kiminle yan yana? Kendi bayraklarıyla o paçavralar yan yana. Ortak devriye, ortak eğitim aşamasına kadar getirdiler bu işi.”
“Harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ettik”
Fırat’ın doğusu ile ilgili ikazlarını yaparken aynı zamanda hazırlıklarını da tamamladıklarını belirten Erdoğan, “Her şeye rağmen Amerika'yı doğru zeminlerde buluşabilmemiz şartıyla gelecekte de birlikte yol yürüyebileceğimiz stratejik müttefikimiz olarak görüyoruz. Ülkemizin beka meselesi olarak gördüğümüz Suriye politikasındaki derin görüş ayrılıklarımızın, gelecekteki daha büyük işbirliklerimizin önünde bir engel oluşturmasına izin vermemeliyiz. İşte bu anlayışla Fırat'ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içerisinde başlayacağımızı ifade ettik, ediyoruz. Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır.” dedi.
“Kimi uyutuyorsunuz”
ABD'nin kurduğu radar ve gözlem noktalarının hedefinin, Türkiye’yi teröristlerden değil, teröristleri Türkiye'den korumak olduğunun aşikar olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bölücü terör örgütünün Suriye koluna verilen silahlarla ilgili itirazlarımıza 'ağır silah vermedik' dediler. Mevcutları da 'DEAŞ tehdidinin ortadan kalkması ile toplayacakları sözüyle mukabele ettiler. Kimi uyutuyorsunuz.” dedi.
"Savunma teknolojilerinde güçlü ve bağımsız olamayan ülkelerin..."
Vizyonu "Küresel Güç Türkiye" kavramıyla belirlenen zirvede, finansmandan, insan kaynağına ve teknoloji üretimine kadar geniş bir yelpazede ortaya konacak görüşlerin hayata geçirilmesi için kamu ve özel sektörün üzerine düşeni yapacağını ifade eden Erdoğan, "Günümüzde savunma teknolojilerinde güçlü ve bağımsız olamayan ülkelerin ve milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir." diye konuştu.
"Batı'dan hiçbir şey gelmez ve gelmedi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce göreve geldiklerinde savunma sanayinin mevcut yapısının şimdiki gibi olmadığını, o zaman savunma sanayi olarak yüzde 20 oranında imkana sahip olunduğunu, bu oranın yüzde 65'e ulaştığını bildirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğer, biz yine aynı yerde kalmış olsaydık, herhalde ne Zeytin Dalı Harekatı'nda ne aslında Zeytinlik operasyonunda atmamız gereken adımları atamaz, Fırat Kalkanı'nda da hedefe ulaşamazdık. Ama bu adımlar atılınca da gerek Zeytin Dalı gerek Fırat Kalkanı'nda hiçbir yerde herhangi bir destek gelmeden, biz kendi imkanlarımızla bu operasyonları gerçekleştirebildik.
Tüm imkanı bu noktada seferber eden kardeşlerime, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bunları milletin bir zaferi olarak görürken, terör örgütlerini çökertme mücadelesinde bu operasyonlar, bize savunma sanayindeki gücümüze güç kattı. Bugün eğer terörle mücadelede bu hedeflere varabiliyorsak, bu neticeleri alabiliyorsak, bunun tek nedeni bu lojistik desteğin bize sürekli olarak akmasıdır, gelmesidir.
Yoksa 'Batı verirse bir şey yaparım'... Kusura bakmayın Batı'dan hiçbir şey gelmez ve gelmedi. Hep kapılardan döndük, döndürüldük. Bize hep şunu söylediler, 'Kongre izin vermiyor'. Ama başkalarına veriyor ama Türkiye'ye gelince vermiyor. Bunu Kıbrıs'ta yaşadık. Herkes muhabere sustu denildiği zamanda biz Kıbrıs'tan sonra Aselsan'ı kazandık. Şimdi elimizde bir Aselsan'ımız var. Kötü komşu, bizi ev sahibi yaptı."
"Bugün bambaşka bir Türkiye'yi konuşuyor olacaktık"
Şimdi ev sahibi olarak çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Artık ihracata başladık. Bundan sonra daha iyi olacak. Daha güçlü bir şekilde bunları sürdüreceğiz. Dünyada yaşanan sayısız örnek, bu gerçeğin en büyük ispatıdır. Sadece  doğal kaynağa ve ticaret dayalı paranızın olması, savunma sanayinde belirli bir seviyeye ulaşamamışsanız özgürlüğünüzü garanti altına almanızı asla size getirmez." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bulunduğunuz coğrafyada parası çok olup da gerçek anlamda bağımsız hareket edemeyen pek çok devlet olduğuna işaret ederek, "Buna karşılık Türkiye maddi imkanları nispeten sınırlı olmasına rağmen, ordusunun ve savunma sanayinin gücü sayesinde bölgesel ve küresel düzeyde söz sahibi ülkeler arasında bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Savunma sanayinde bulunulan yerin önemli bir bölümünün son 16 yılda katedildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk dönemlerinde bu doğrultuda atılan adımlar, kararlılıkla devam ettirilmiş olsaydı, bugün bambaşka bir Türkiye'yi konuşuyor olacaktık. Sizlerin de çok iyi bildiği sebeplerden dolayı savunma sanayi hamlelerimiz maalesef hedefine ulaşamadan akim kaldı, akim bırakıldı."
 
"Sanayi ekosistemi kurmakta kararlıyız"
Erdoğan, "her şeye rağmen son 16 yıldaki atılımlarla Türkiye'yi çok farklı ve ileri bir noktaya getirmeyi başardıklarını" vurgulayarak, "Dünya öylesine hızlı bir şekilde değişiyor ki böyle bir ortamda sadece yürümek yetmez, koşabilecek kabiliyet ve imkanlara sahip olmak da gerekiyor, bunu başarmamız lazım. Bugüne kadar yaptıklarımızı ısınma, alıştırma, egzersiz hareketleri olarak görüyoruz. İnşallah bundan sonra koşmaya çok daha farklı bir şekilde devam edeceğiz." diye konuştu.
Bazılarının bu vizyonu anlamakta zorlandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Mesela, Türkiye'nin uzay çalışmalarında söz sahibi olma yönünde attığı adımlar, onların küçük dünyalarında garip, gereksiz, anlamsız gözükebiliyor. Halbuki biz geleceğe yatırım yapıyoruz, hazırlanıyoruz. Bilimi, araştırmayı, geliştirmeyi, tasarımı, üretimi, hizmeti, bütün bu hizmet zincirlerinin  birbiriyle uyumunu esas alan bir sanayi ekosistemi kurmakta kararlıyız. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın ötesinde ihracatı hedef alan, uluslararası ilişkilere katkı sağlayacak, değer kazandıracak her çaba bizim için önemlidir. Ülkemizin en kıymetli zenginliği olan insan kaynağımızı, eğitimden istihdama kadar bu doğrultuda yönlendirmenin gayreti içindeyiz.
Hedeflerimiz doğrultusunda faaliyet gösteren her kişi ve kuruma devlet olarak iş ortağımız gözüyle bakıyoruz. Savunma sanayi alanındaki vizyonumuzun sözde kalmayıp icraata dökülmesi için proje bedeli 60 milyar doları bulan 650 kalem işi takip ediyoruz. Bunlardan üç tanesi doğrudan teknoloji, geliştirme ve araştırma merkezidir ve projeleridir.
Seri üretim, prototip geliştirme, alt sistem tasarımı gibi konular da önceliklerimiz arasındadır. Bu çalışmaları hızlı ve başarılı bir şekilde tamamlayabilmek için gereken her türlü düzenlemeyi, tedbiri ve teşviki hayata geçiriyoruz."
“Önemli olan potansiyelimizi harekete geçirmek”
Erdoğan, detaylarının iki günlük zirve boyunca konuşulacağına inandığı çalışmaları, sahadaki tecrübeler ışığında sürekli güncelleyip, ileriye taşıyacaklarını söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ülke güvenliğinin bel kemiği olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ancak günümüzde güvenlik kavramı, istihbarattan sağlığa, enerjiden iletişime, ulaştırmadan tarıma kadar farklı alanları da içine alacak şekilde genişlemiştir. Önemli olan potansiyelimizi harekete geçirmek, kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmak, çalışmalarımızı verimlilik esasına göre yürütmektir. Savunma Sanayii Başkanlığımızı doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlamamızın sebebi işte budur." diye konuştu.
Erdoğan, böylece TSK imkanlarının yanında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumundan (TÜBİTAK) üniversitelere, diğer kurumlara bağlı kuruluşlardan özel sektöre kadar geniş bir işbirliği alanının ortaya çıktığını dile getirdi.
Denizlerdeki gelişmelerin bir uçak gemisi mahiyetindeki Anadolu Amfibi Hücum Gemisi'nden firkateyn sınıfına yükseltilen 5'inci Milgem'e ve denizaltılarına kadar bu alanda attıkları adımların isabetli olduğunu gösterdiğine işaret eden Erdoğan, silahlı silahsız, insanlı insansız tüm hava araçları konusunda çok önemli mesafeler katettiklerinin altını çizdi.
 
“Dünyada bir veya iki ülkede olanı yapacaklar”
Erdoğan, kendisinin başbakanlığı döneminde bir ülkeden insansız hava aracı almak istediklerini anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kimden? Stratejik ortağımızdan. 'Bugün git yarın gel.' Hiç olmazsa kiralık verin. 'Yok'. İsim vermeyeceğim, hep söylenen şu; 'kongre izin vermiyor.' Bıktık, bittik ama hamdolsun özel sektörümüz çıktı ortaya insansız hava aracını da yaptı, silahsız insansız hava aracını da yaptı. Şimdi daha da ileri gidecekler. Buna inanıyorum. Çok daha güçlüsünü yapacaklar. Belki de onlarda olmayanı veya dünyada bir veya iki ülkede olanı yapacaklar. Bugünlere ulaştık. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı."
"Bu proje, Türkiye'yi bir üst lige taşıyacak"
Çok kararlı olduklarını belirten Erdoğan, "Bayraktar, İHA ve SİHA'larımız, Anka'mız, Hürkuş uçaklarımız semalarımızda ülkemizin savunmasına hizmet vermeye başladı. Atak helikopterimiz, şimdi yeni bir hamlemiz var, görüşmeler devam ediyor. İnşallah onu da çok daha güçlü hale getireceğiz. Atak helikopterimiz en önemli hava güçlerimizden biri haline geldi. Milli muharip uçağımızı geliştirme yönünde kesintisiz bir çaba içindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
“Önemli bir adımı da inşallah bu uzun menzilli füzelerle atıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın sonunda ismini açıkladığı genel maksat helikopterinin prototipinin testlerinin süratle devam ettiğini bildirerek, şunları söyledi:
"Büyük oranda yerleştirilmiş sistemlerle donatılmış bir başka genel maksat helikopterimizle ilgili olarak ortak üretim çalışmaları da sürüyor. Korkut hava savunma silahımızın teslimatına, hisar hava savunma sistemlerimizin testlerine devam ediyoruz. Siper hava savunma sistemimizle ilgili geliştirme faaliyetleri önemli bir aşamaya geldi.
Kasırga, Bora, Som gibi füzelerimiz, seri üretim aşamasına gelirken, daha yeni modellerle ilgili çalışmalarımız da sürüyor. O da menzili daha da ileri kılmak, daha uzun menzilli olanlarını da yapmak, bunların üretimlerine de geçmek. Bu alanda önemli bir adımı da inşallah bu uzun menzilli füzelerle atıyoruz, atacağız.
Deneme atışlarının tamamlandığı bu proje, Türkiye'yi bir üst lige taşıyacaktır. Bu arada elektromanyetik fırlatma, yönlendirilmiş enerji, lazer silahı gibi daha ileri teknolojilere dayalı sistemleri geliştirme faaliyetleri de kesintisiz devam ediyor."
"İhracatını yapana kadar durmayacağız"
Erdoğan, bu arada önemli adımlardan bir tanesinin de Altay tankını seri üretim aşamasına getirdiklerine dikkati çekti. Bunun ne kadar önemli ve gerekli olduğunu Afrin'de gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Fırtınaların orada ne işler gördüğünü hep izlediniz, takip ettiniz. Altay ile bu çok daha farklı bir mevzi kazanacak. Yeni teknolojilerle daha da geliştirdiğimiz bu tank, prototipinin de ötesinde bir ürün olarak TSK'nın hizmetine sunulacaktır. Diğer taraftan radardan uyduya, siber güvenlikten karıştırma ve yanıltma sistemlerine, görüntü teknolojilerinden nano mikro mini otonom sistemlerine kadar pek çok çalışmayı daha titizlikle sürdürüyoruz.
Türkiye savunma sanayindeki tüm stratejik ihtiyaçlarını kendisi tasarlayabilir, geliştirebilir, üretebilir, hale gelene ve bunların ihracatını yapana kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, gece gündüz çalışacağız. Bu süreçte çok acil olmayan hiçbir ürünün, malzemenin yurt dışından ithal edilmemesi gerektiğinin talimatını buradan tüm kurumlarımıza bir kez daha veriyorum. Bizi birilerine muhtaç etmeyin. Sizler de işte bu sektörlerin içerisinde yer alıyorsunuz. Artık biz bunları kendimiz üretmek durumundayız. Bu millet yapar mı? Ben inanıyorum yapar, öyleyse yapalım."