Ambalajlı Hazır Gıdalar Alarak Raflara Bağımlı Yaşam Sürüyoruz.

Ülke olarak gıda üretiminin neresinde olduğumuzu şöyle bir kenara bırakalım ve şapkamızı çıkararak hele bi önümüze koyup düşünelim. Bölgemiz geçmişte tarım ve hayvancılık üzerine geçimini idame ettiren bir bölge idi. Gerçi coğrafi özellikleri pek tarım yapmaya uygun olmasa da, halk geçimini evinin önünde çapaladığı bostan ve ahıra bağladığı büyük baş hayvanı ile idame ettirirdi.

Biz Eskiden! Diye Başlayan Cümleler...Ülke olarak gıda üretiminin neresinde olduğumuzu şöyle bir kenara bırakalım ve şapkamızı çıkararak hele bi önümüze koyup düşünelim. Bölgemiz geçmişte tarım ve hayvancılık üzerine geçimini idame ettiren bir bölge idi. Gerçi coğrafi özellikleri pek tarım yapmaya uygun olmasa da, halk geçimini evinin önünde çapaladığı bostan ve ahıra bağladığı büyük baş hayvanı ile idame ettirirdi.
Yapılan sohbetlerde mutlak surette duyduğum bir cümleyi açıklığa kavuşturmam gerek : Biz eskiden hayvancılık yapar evin ihtiyacını karşılardık!
Peki bize ne oldu da evin ihtiyaçları için alış veriş yerlerinde ambalajlı raf ürünlerine bel bağlar olduk? Gelin görün ki günümüz yaşam koşullarında değişen tek şey eve giderken elimizde olan alış veriş poşetlerinin sayısı.
Şehir yaşamını sürdüren vatandaşlarımıza bir nebze de olsa anlayış gösteririm, ancak evi ve yaşam alanı mahalle ve özellikle köy olan halkın yağını, sütünü, peynirini ve yoğurdunu market alışverişi olarak tamamlamasına asla tepkisiz kalamıyorum.
Hani deriz ya; biz eskiden çapa yapar bahçemizden sebzemizi, hayvancılık yapar sütümüzü yumurtamızı elde ederdik, hatta organik.
Günümüz yaşam şartlarında imkanı olan da olmayan da maalesef hazır gıda tüketiminde markete koşmakta. Üretim sıfıra inerken, tarım noktasında özellikle çay bahçelerimizde bile kendi arazimizde yarıcı konumunda özellikle (Gürcü) dediğimiz yabancı işçilere bel bağlamış durumdayız. Bahçede çayımızı Gürcü işçilere toplatarak para  verirken, bazılarımız İş Kur tarafından açılan temizlik işçisi olabilmek için mücadele içindeyiz. Neymiş aylık 2020TL İş Kur para ödeyecek. Şaşkınım hem de çok. Kendi bahçemizde, kendi işinin patronluğunu yaparak çalışmayıp, temizlik işçisi olmak için mücadele verilmesi ne kadar da manidar. Değil mi?
Karadeniz'de Türk olarak yaşam sürmekte ve Laz kökene sahibiz, haliyle yöre mutfağı dediğimiz, sofra kültürümüz var. Kendimize bir soralım? Kaçımızın evinde kaç aydır bir lahana yemeği pişirildi ve sofraya sunuldu! peki ya mısır ekmeği?
İşte durum açıkça ortada. Bizler ambalajlı gıdalara yöneldikçe, tembellik, bıkkınlık, hazıra konma ve başkalarından medet ummaya devam edeceğiz. Ediyoruz da zaten.
Hadi şapkamızı çıkarıp önümüze koyalım ve bir düşünelim? Tabii imkanı olanlar için.
Hepimiz  o yada bu şekilde köylere bağlıyız, çapalayacağımız az da olsa mutlaka toprağımız var ama köyde ama mahallemizde. Bugünden başlayarak şöyle kollarımızı bir sıvasak, ayaklarımız bir toprağa değse, bağ bahçe ile uğraşsak, inanın ellerimizle neler üretebileceğimizin farkına varacağız.
Kimileri bölgenin mevsimsel değişimlerinden  yakınabilir. İnanın bu topraklar ülkemizin en verimli topraklarıdır. Bir örnek vermem gerekirse, İlçeye bağlı Müftü Mahallesinde bir vatandaşımız karpuz çekirdeği ekerek bu yaz mahsul almıştır. Burada ticari boyutta olmasa da, her şey yetişir yeter ki bakımını eksik etmeyelim.
Bakın önümüz son bahar ve toprağın nadas edilme süreci. Hadi gelecek bahara şimdiden kendimizi hazırlayalım. Bağ bahçesi olmayanlar bile evlerinin balkonlarında çiçek ektikleri saksılarda bile mutfağında tüketeceği kadar domates, biber, nane, maydanoz, sarımsak yetiştirebilir.
Ben bu noktada uyguladığım bir yöntemi sunmak isterim. İnşaatlarda harç teknesi olarak kullanılan plastik kabı ve damacana su şişelerinin yarıdan aşağı kısmını toprakla doldurarak boş olan yan dairemin güneş alan kısmına konuşlandırdım. Yaz boyunca sadece su takviyesiyle  kendi yetiştirdiğim organik biberimi, maydanozumu, nane ve domatesimi toplayarak mutfakta tükettim.
Küçük ölçekli bir eylem benim mutfakta yardımcım olabiliyorsa, büyük ölçekteki üretimleri sizler düşünün. Öyle ki bazı kişiler organik yumurta, süt ve sebze satmaktadır.
Lütfen imkan dahilinde olan vatandaşlar olarak  hazır gıdalara değil de kendi ürettiğimiz gıdalara yönelelim. Tembelliği, hazıra konmayı ve en önemlisi kendi arazimizde yarıcı olmayı bir kenara bırakalım. Gelin kolları birlikte sıvayalım ve bugünden itibaren Ya Allah Bismillah diyelim.
Salih NAVDAR